“Abi dur söyleme, biliyorum. Üçüncü sınıflardan sarışın kız, bana âşık değil mi?” Değil. Ama arkadaşı böyle demedi, hiçbir şey demedi. Il Sung’un kendince bir cazibesi vardı ve evet birçok kız ondan hoşlanırdı ama büyücünün de zannettiği gibi tüm kızlar değil. Mesela Yuri de değil. “Şu bir alt dönemden Hufflepuff’lı kız sürekli abinin çevresinde dolaşıyormuş, yani dolaşıyor.” Il Sung’un suratında bir gülümseme belirdi. Dudağının sol tarafı yukarı doğru kıvrılıp elini cebine attı ve tribünlerdeki sıralardan birine oturdu. “Sana yapmamı mı istiyorsun? Keşke yapabilseydim kanka ama bilirsin o da bana âşık, yani çok belli ediyor bunu. Abimin çevresinde de benimle ilgili bilgi almak için dolaştığını düşünüyorum.” Of egon içine kaçmış canım senin ama olsun her çıkışın bir inişi vardır. Arkadaşı tam öyle bir şey demek istemediğini söyleyecekti ama söyleyemedi. Çünkü Kim Yuri görüş alanlarına girmişti. Onu görünce az önce onunla ilgili haber veren arkadaşı ben gidiyorum işareti çakıp uzaklaştı oradan. Yuri ve Il Sung da baş başa kaldı.

Her genç kız gibi Yuri'nin de eskiden takındığı "Erkekler mi ıy." tavrını aştığı, artık erkeklerle arasındaki etkileşimin birbirlerinin saçını çekmekten öteye gitmesi gerektiğini kavradığı dönem geç de olsa gelmişti. Geç olmuştu çünkü kızcağız tüm çocukluğunu abisiyle birlikte geçirmiş ve birazcık delikanlı gibi büyümüştü, pişman değildi. Fakat şimdi abisinin küçüklükten kankisi olan Jaewoon'u görünce böyle bir heyecanlanmalar, böyle bir utanıp başını yere eğmeler falan, çok komikti çok da sevimliydi. Yani öyle olmalıydı. Gerçi Jaewoon çok yakışıklı olduğundan kesin ona bakmazdı. O kimdi ki hem....... Kim'lerin Yuri'si bu espiriyi kimsenin anlamadığını umarak devam edecekti çünkü Jaewoon'un yakışıklılığından ne kadar bahsetse eksik kalırdı. Jung ailesi ilk çocukları için resmen bütün yeteneklerini konuşturmuş, ortaya böyle birini çıkarmışlardı. Jung Bey ile Jung Hanım'a bu üstün başarıları yüzünden ödül falan vermek gerekirdi. Gerçi bir sonraki eserleri tam bir hayal kırıklığı olsa da Yuri onlara hak verebiliyordu. Sonuçta Jaewoon için onca uğraştan sonra Ilsung'u yaparken biraz kolaya kaçmış, biraz da malzemeden çalmış olmalılardı. Yuri işte bunları düşünerek hoşlandığı kişiyi abisinin yanına gitme bahanesiyle görmek için ravenclaw tribününe doğru yürüyordu. Şanssız olacaktı ki Jung'ların çirkin olanına denk gelmişti, zaten kara bahtı bir türlü ona gülmüyordu. İstemeden de olsa belki abisi onun yanına gelir diye oflarak çocuğun yanına otururken gözlerini devirmeden edemedi. "Abimle abin nerede?" Yakından bir bakınca bu çocuğun nasıl Jaewoon'un kardeşi olduğuna akıl sır erdirememişti. Yok yok kesin evlatlıktı. Yoksa Jung Bey ile Jung Hanım bu kadar çuvallamış olamazlardı. "Ya sen acaba evlatlık mısın?" Sormadan edemezdi hem görgü kurallarıymış, kibarlıkmış, kızda bu özelliklerin esamesi okunmuyordu.