"Yani sen onun arkadaşısın değil mi? Ayarlayabilirsin. Ayarlayabilmelisin Woody, bir kere de insanlığa yarayacak bir şey yap."
"Niye gidip kendin konuşmuyorsun?"
"Birkaç kez denedim, işe yaradığını söyleyemem. Dilim tutuluyor - kekeliyorum falan."
"Buradan bakınca bana konuşmakta sorun yaşayacak biri gibi görünmedin."

Eliyle açılıp kapanan bir çene işareti yaptığı sırada ortak salona gene kusursuz bir dişinin beline ahtapot gibi dolanmış ezeli rakibi ve can düşmanı Vodka girince yanındaki delikanlının ne dediğine kulak asamadı. Zaten bunca zaman dikkatini ona vermiş olması bile mucizeydi. Eğer çocuk daha fazlasını umduysa budalanın tekiydi. Ve evet, kesinlikle öyleydi çünkü Woody'nin korkunç seni öldürücem haremini hekleticem bakışları atmasını kesip kendine odaklanmasını talep ediyor ve kolunu yumrukluyordu. "Acıdı be, yavaş ol." Zavallı kolunu ovalarken çocuğa bir baktı, muhtemelen işini hallettirmeden buradan def olacağı yoktu. İç çekti, "Pippa'dan bahsediyoruz. Kendisi evrenin en uysal varlığıdır? Ona a desen en iyi arkadaş olabilirsiniz. Samimileşme sürati kimsede yok, kahvaltıda gök kuşağı yiyor." Çocuk kullarını göğsünde birleştirdi, şöyle bir bakınca - Woody'den daha uzundu, kaslıydı ve kesinlikle çirkin değildi (yakışıklıydı). Böyle birinin yana yana onların salon alınlıya yanması komikti. Ve acıydı, ah kesinlikle çok acıydı. "Tek istediğim en yakın Hogsmeade gezisi için bir randevu. Fiyatın neyse sorun değil Jones. İşimi gör yeter." Sırıttı, bak şimdi onun dilinden konuşuyordu.
Çok özlü iksirin tadını bilmiyorsanız, bilmemeye devam edin çünkü bu şair ruhlu genç adam size korkunç olduğunu söylüyor. Şu an gerçekten her kızı yatağa atabilecek şekilde görünüyordu. Ve elbette, bu fırsatı değerlendiremeyecekti. Büyük salona girerken gerçekten canının sıkkın olduğu belliydi. Hatta Gryffindor bir cadı - adı Kirby miydi? Önemli değildi ama gayet güzel bir suratı olduğunu bilseniz yeterdi, ona iyi olup olmadığını sormak için yanına bile gelmişti. Kafasını salladı, kızı atlatıp hemen Pippa'nın oturduğu yere doğru ilerledi. En sevdiği ikili Matteo ve Dawson elbette oradaydı, onlara sarılıp selam vermek istese de yapmadı çünkü o Woody Jones değil Gregg bilmemneovics'ti? Soy addan pek emin değildi. "Pippa, selam." Kız suratını kaldırıp gülümsedi, o şeker gülümsemeyi bir kere bile Woody için kullanmamıştı lanet kız. Hiç sevmiyordu şu Pippa'yı, umuyordu ki renkli saçları gece uykusunda ağzına girer ve onu boğardı? Dawson da böylece tamamen ona kalırdı. "Önümüzdeki hafta, başka bir planın yoksa benimle takılmalısın. Bildiğim harika bir yer var - sana orada bir şeyler ısmarlamak benim için bir onur olur."

Kızın etrafındakilere bakışını ve Rachelle ile Piper'in ona evet demesi için zorlayıcı bakışlar atışlarını seyretti bir süre. En sonunda tek kaşını kaldırdı. "Tamam, olur sanırım." Nihayet bir işime yaradın be Sillyone, kazandığım parayla sana sakız alacağım.

"Ve gece ikiye kadar o lanet kürelerini temizledim bir tanesini kırdığım için avazı çıktığı kadar bağırdı."

Dawson yaz tatilinde Woody ile aldıkları sahte kürelerden birisini ön sıradaki çocuğun küresiyle değiştirmişti düşündüğü profesörün dikkatinin dağılması ve ona işkence gibi gelen dersin birkaç dakika kaynamasıydı. Tabii işler istediği gibi geçmemişti çocuk küreye bakıp bir şeyler anlatırken küre patlamış içindeki sarımsı madde çocuğun suratına gelmişti arka sırada kahkaha atan Dawson ile Woody Velvet Beverwill'in ters gününe denk gelmişlerdi. Aslında kadın ikisinide cezaya bıraksa da Woody antrenmanı olduğu bahanesiyle sıvışıp tüm cezayı Dawson'ın çekmedine neden olmuştu. Ona işkence gibi geçen bir geceden sonra anlatılacak çokta hoş olmayan bir anıya neden olmuştu.

Pippa gözlerini devirip ona bakarken sırıttı, çocuğun alışkanlıkları arasında haftada bir kere cezaya kalmak vardı yoksa o haftası güzel geçmezdi, bu da herkesin bu tarz şeylere alışmasına neden olmuştu. "Burun kanaması numarasını haftaya erteledik çünkü-" Cümlesi yarıda kesilmişti çünkü tanımadığı bir çocuk masaya oturmuş Pipet'e selam vermişti. O da başını Matti ve Piper tarafına çevirip onlarla ilgilenmeye çalıştı ama çocuğun söyledikleri dikkatini çektiğinden başaramadı. Tabağındaki tavuk parçasıyla oynarken çocuğun dediklerini ve kızın cevabını dinledi. En sonunda çocuk gittiğinde bakışlarını sarışın kıza yöneltti.

"Tanımadığın çocukla çıkmak için geleneği bozman kanunlara aykırı Pipet, ben grip olduğumda bile beni yatağımdan kaldırıp sürüklemiştin."

Huysuzluğunun nedenini kendisi de anlamamıştı bi de gidip kıza çatması hoş değildi ama içinde tutacağına söylemesi daha iyiydi be.

"Tanımadığın çocukla çıkmak için geleneği bozman kanunlara aykırı Pipet, ben grip olduğumda bile beni yatağımdan kaldırıp sürüklemiştin."

Tabağındaki şeyle, kırmızı biber, oynarken yüzünün o şey, hala kırmızı biber, kadar kırmızı olduğunun farkında değildi. Utanmıştı, şaşırmıştı. Dawson konuşana kadar da oldukça dalgındı. Genç adamın sözleriyle kendine geldiğinde ne zaman stres içine girse olan şey gerçekleşti. Kelimeler birbirine girdi, sonra karışık ve kalabalık bir şekilde kocaman ağzını terk etti. "Yapma Dawson, okul hayatım boyunca kaç kişinin ilgisini çektim? Bir mi? İki mi? Belki bu kadar az olmalarının sebebi sürekli reddediyor oluşumdur. Yeni bir şey deniyorum. Zaten bir şey içer yanından kalkarım, geleneğin belli bir saat içinde yapılması gerekmiyor sonuçta, ben geldiğimde yaparız ne yapacaksak." İkizi Piper ki kendisi şu an tam karşısında otururken az önce soymuş olduğu meyveyi yemekle meşguldü, kararını desteklediğine dair bir şeyler geveledi. Elbette desteklerdi, sonuç olarak Pippa'nın yalnızlık yeminini neden ettiğini iyi bildiği için - ve ne yazık ki umutsuz olduğunu düşündüğü için - cadının birileriyle iletişime geçmesi için adeta yalvarıyordu son zamanlarda. Bu onun gözünde ayaklarına gelmiş muhteşem bir fırsat olmalıydı - Pipet ise bu konu hakkında ne düşüneceğini henüz bilemiyordu.

"Hem, huysuzlanacağına bana bir randevuda ne yapılır onu öğretmen lazım. Mızmız bir çocuktan son iyi bir arkadaşken işime yarıyorsun. Ayrıca herkes biliyor ki ilişki konusunda deneyimli olan sensin." Hehe, Pippa bilirdi çünkü Dawson'ın takılmış olduğu herkesi kara listesine işlemişti kendisi.

Altın kızlarla 2D üyeleri arasındaki bu geleneğin ne zaman başladığını bilmiyordu ama Hogsmeade gezileri sırasında beraber takılmak bir zorunluluktu. Yani aslında abarttığı kadar değildi aslında ama Dawson uyduracak başka bir şey bulamadığından kızın onlardan ayrılmaması için bunu bahane etmişti. Woody olsa oğlum bırak gezsin bizde kafa dinleriz derdi büyük ihtimal, zaten yapması gerekende buydu ama Dawson istediği zamanlar gayet inatçı ve suratsız bir insana dönüşebiliyordu. "Bence ilgisini çektiğin için sevineceğin birisi değil çünkü-"Çünküsü neydi o da bilmiyordu, yakışıklı değil dese yalandı, konuşmayı bilmiyor dese o da yoktu. Birkaç saniyelik bir duraklamanın ardından aklına gelen ilk şeyi söyledi. "Iıım çenesi yamuktu. Bilir misin bilmem amcamın da çenesi yamuktu bu yüzden çocukları da öyle oldu, çocuklarının çenesinin yamuk olmasını mı istiyosan keyfin bilir Pipet."Ne dediğini kendisi de anlamamıştı hatta karakterin yaratıcısı da anlamamıştı ama neyse.

Ağzına birkaç patates tıkıp Woody'i görmek için etrafa bakındı, çocuk büyük ihtimalle kız avındaydı çünkü bu mevsim tam bunun içindi. Asasıyla hafif bir rüzgar esintisiyle kızların eteklerinin açılmasını sağlamak için ideal mevsimdi. Bu tarz durumlarda Dawson bile Woody'den çaktırmadan uzaklaşıp 2D üyelerinin yanına kaçardı. Çocuğu göremeyince etrafa bakmayı bırakıp tekrar dikkatini sarışın kıza verdi. "E demin bir şeyler içip kalkarım diyordun ne ara randevu oldu?"Sussaydı keşke ama devam etti. "Hem ben kızlarla çıkmam, yani kızlarla çıkarım erkeklerle çıkmam ama yani .çok çıkmıyorum bu ara anladın sen ne dediğimi." Büyük ihtimalle anlamamıştı.

"İki hafta kendini arkadaşlarına aradın ve hanım arkadaşlarına vakit ayırmadın diye 'çok çıkmıyorum' olmuyorsun - ya da başka bir şey demek istiyorsun da ben anlamadım." Çatalına taktığı doğranmış bir havuç parçasını ağzına attı. Çiğnerken elindeki çatal bu defa tabağa değil Dawson'ın suratına doğrultulmuştu, salladı ve yutkunur yutkunmaz ekledi; "Ki şu durumda ne dediğin pek önemli değil çünkü saçmalıyorsun. Bu tuhaf çünkü genellikle bunu açken yaparsın? Yemeğini iyi yediğine emin misin? Karnını iyice doyurmadan kalkma istersen." Niye bu kadar asilenmişti bilmiyordu muhtemelen Dawson'ın tuhaf tepkisine olan şaşkınlığını gizlemek üzere kızgınlık kartını oynamıştı. Orada oturmuş birbirlerine arasında elektrik akımı geçen bakışlar attıkları sırada Rachelle'in sesi masadaki kısa süreli huzurlu sessizliği bozdu, "Bu patatesi güzel pişirmemişler." Kafasını çevirip en iyi arkadaşlarından kızıl olana döndüğünde yüzünde şaşkın bir ifade vardı, şaşkınlık kısa süre sonra rahat bir gülüşe dönüştü. "Senin için iyi pişmiş olması ne zamandan beri gerekiyor? Hey hey hey belki Vlad'ın yerini görmeye gitmeliyiz. Orada Reçel için iyi pişmiş patatesler kesinlikle vardır." Yeniden Dawson'a döndü ve büyücünün tabağından bir patates aldı.

"Yani - randevumdan döndüğümde gideriz. Dawson yüzünü asmayı bırakırsa o da bizimle gelebilir. Gelebilirsin istersen." Pek umrunda değilmiş gibi omuz silkti ardından, aslında umrundaydı. Şu masada ne düşündüğünü en çok taktığı insandı ve kendisine tavırlı tavırlı konuşmasından pek memnun değildi Pipet.

Tanımadığı bir çocuk yüzünden arkadaşıyla tartışmak ona göre değildi, en son tartışması Woody ile su savaşını kimin kazandığıyla ilgiliydi bu yüzden diğerlerini de şaşırtmıştı tavırları. Sinirini tabağındaki tavuğu didikleyerek çıkarıyordu genç adam, bu yüzden Pippa ona cevap verirken çatalı tutan eli iyice sıkılaşmıştı. "Ben her zaman kendimi arkadaşlarıma adarım çünkü bilirsin sevgiliden önce arkadaşlar gelir."Çocuğun az önce kalktığı yeri gösterip kaşını kaldırdı. "Ya da bilmezsin." Büyük ihtimalle bu lafı için sonradan pişman olacaktı ama bu haliyle, hayır gayet doğru söylüyormuş gibi hissediyordu. Tabii ki bu Pippa'yı daha da kızdırmıştı. Ve kızgın bir Pippa Dawson'ın alışık olduğu bir şey değildi, yani Woody alışık olabilirdi ama Pippa Dawsona melek yüzünü gösterirdi sadece. 

"Hayır gelemem, benimde buluşmam gereken kızlar var."

Kızın cevabını beklemek yerine çatalını tabağa koyup oturduğu yerden kalktı, belki Woody'i bulup onun kız avına katılırdı çünkü şu an tek ihtiyacı olan biraz eğlenceydi daha sonra takındığı bu tavrın nedenini algılayabilirdi belki.