Share
 

 pokemon aşkına

View previous topic View next topic Go down 
Hoo Ho
hufflepuff iv. sınıf hufflepuff iv. sınıf
Hoo Ho
Gerçek İsim : volk

pokemon aşkına Empty
PostSubject: pokemon aşkına   pokemon aşkına EmptyWed Jun 18, 2014 9:16 pm

“Mutfağı kullanabilir miyim, efendim? Şurada, köşede dururum, kalabalık yapmam.” Ellerini arkasında buluşturmuş çocuğun yüzündeki masumiyetle söyleyeceği hiçbir şeyi reddedemezdiniz. Zaten daha önce de uğradığı, parolasını da haylaz bir dördüncü sınıftan öğrendiği mutfağın ev cini sakinleriyle arası oldukça iyiydi. Sert mizaçlı ev cini dediklerine bir süre tepki vermedi – daha sonra yanına gelen, kesinlikle daha yumuşak, pembe şapkalı ev cini onun içeri girmesine sakince izin verdi. Sert olan homurdanıp Hoho’nun depo olduğuna inandığı bir odaya girdi. Bu sırada sırıtıyordu oğlan sevinçle. Hemen teşekkür etti şapkalıya, “efendim”i de ekleyerek (ev cinlerinin dilinden anlardı) ve bağırarak diğer cine de teşekkürünü iletti ihtiyar, kapıdan girmeden. Bir buçuk saat duracaktı orada, haftasonu olduğu için dersi yoktu ve okul nüfusunun büyük bir kısmı Hogsmeade’deydi. Yani bol bol vakti vardı Hai’a yapacağı cupcakeler için. Bir ara pembe şapkalı cin yanına gelecek ve Ho ondan keklerin üzerine pokemonlar ve ünikorlar çizmek için yardım isteyecekti. Ho bu arada kullandığı alanı temizleyecekti çünkü düzenli ve titizdi o. Bir de suratında bir gülümseme vardı ki üzülmedikçe kaybolmazdı asla – kolay üzülürdü bu Hufflepuff, duygusaldı. Elbette friendzonelanırken duyduğu acıyı saklamakta ustalaşmıştı. Gizleyebildiği tek duygusu oydu belki. Pokemon tanrısına şükürler olsundu bunun için. Ah keşke o tanrı bir de ona biraz özgüven bahşetseydi – şu utangaçlığını yenebilse belki Hai’ı öpmeye izni olacaktı şimdi. Fakat yoktu ve açıldıktan sonra Hai’yı kaybetme korkusu da vardı çocuğun. Bu yüzden sessiz kalmayı ve aşık olduğu çocuğa cupcake yapmayı tercih etmişti. Evlenseler ona daha neler yapardı...

“HAI!!!” Sırıtan Ho arkası dönük çocuğa coşkuyla bağırdı. Sesini duyan Hai başını çevirdi ve gülümseyerek karşıladı onu. Hufflepuff masası neredeyse boş sayılırdı, on sandalye ötede bir çift daha oturuyordu bu yüzden Ho bağırmakta tereddüt etmemişti. Elindeki tepsiyi kaldırdı çocuğa göstermek için ve hemen yanına ulaştı. Kalbi bayağı şiddetli atıyordu, epeydir böyleydi en yakın arkadaşının yanındayken. Bazen ona niye bu kadar heyecanlanıyorsun diye sorardı Hai ve Ho gülerdi. Cevabı bir tek bu olurdu. Bir keresinde Hai, Holarda kalırken aynı yatakta uyumak zorunda kalmışlardı iki arkadaş ve HAYIR, HO BUNUN İÇİN ÖZELLİKLE ÇABALAMAMIŞTI. Her şey pokemonların takdiriydi. Sabah uyandıklarında kafasını Hai’ın göğsünde bulmuştu. Anlayacağınız çok güzel bir andı. Geceleri genelde bunu düşünürdü ama şimdi Hai’ın hangi pokemondan yemeye başlasam diye düşünürken ne kadar tatlı olduğunu düşünüyordu. “Karar veremiyorsan ünikor ye,” diyip ünikorlu keklerden birini uzattı oğlana. Ama keki tam alacakken elini çekti ve bir ısırık ldı. Cidden iyi bir aşçıydı be. Ünikorun kafası da gitmişti. Hai’ın sırıtışını görünce Ho’nunki de gitti ama çaktırmadı. Keki ona geri uzattı ve Hai reddetmedi.
Back to top Go down
Oh Hai
hufflepuff iv. sınıf hufflepuff iv. sınıf
Oh Hai
Gerçek İsim : volk

pokemon aşkına Empty
PostSubject: Re: pokemon aşkına   pokemon aşkına EmptyWed Jun 18, 2014 9:16 pm

Hai için hayat kısa değildi ama kuşlar uçuyordu, bazıları da parmağına konuyordu. Güldü sarı kuyruğunda siyah lekeler olan kuş uçup giderken. Gözlerini göremiyordunuz, kaybolmuşlardı- İki kere. Bugün bir Oh Hai güldüğünde bir pokemon da gülerdi çünkü Ho pokemonlar gülsün isterdi, Hai de Ho mutlu olsun diye uğraştığına göre evet o güldüğünde, pokemonlar da gülecekti ve gülerlerdi ve de gülüyorlardı. Kulağını yere kapatsa capcanlı bir şeyler duyabileceğini sanıyordu ama aslında şimdi biri gelip ellerini göğsüne kapatsa kalbinin hızına yetişemezdi, heyecanı da ondandı. Hayır, heyecanlı olduğu için mi öyleydi? Ay, bilmiyordu. Niye heyecanlı olsundu ki? Sonbahara rağmen bulut yoktu, masmaviydi gökyüzü; güneş de ısıtmasa da parlıyordu bayağı. O yüzdendi demek ki, tamamdı. Hadi bir daha gülsündü. Güldü, seke seke içeri girdi. Bir hobbit olarak yemesi gereken yemekler vardı, saatlerini kaçıramazdı ve kaçırırsa huysuzlaşır, çınlayan kahkahaları sekteye uğrardı. Oh Hai birkaç saat gülmeyecek olsa kaç evrende işlerin ters gideceğini aklınız almazdı, almasındı zaten çünkü öyle bir şey olmayacaktı. Boynuzlu ve kanatlı, pembe dostlarına şükürler olsun Hoo Ho mükemmel bir aşçıydı. HANİ EVLENECEĞİ ÇOCUK. Bunu birkaç sene önce Ho onu evlerine davet ettiğinde öğrenmişti. Bugüne dek yediği en güzel şeylerden olduklarına yemin edebilirdi galiba çocuğun yaptığı tatlıların, hâlâ rüyalarının baş rolü kapıyorlardı bazen ama sonuçta her gün mutlu uyanmasını asıl sağlayan tabii ki Hoo Ho'ydu! İyi ki büyücüydü de bu okula geliyordu. Yoksa ikisine de yazık olurdu, birbirlerini hiç tanıyamayacak olmaları ihtimali kanını dondurdu birden, neredeyse gülemeyecekti ama ev cinlerini çok seviyordu, keşke önünde bir iki güzel kek belirseydi, korkusunun üzerine iyi giderlerdi, teşekkür ederdi ve belirdi. Hogi işte böyle çalışıyordu, ne sanmıştınız?

"HO!!" Sırtını bilmeden de olsa Ho'ya döndüğü için bir an kötü hissetti ama uzun sürmedi, çocuğun suratını görünce sadece mutlu olabiliyordunuz ve hayaller kurabiliyordunuz. Mesela rengarenk, ünikorlu bir ev ya da pokemonlu... Her sabah şu an Ho'nun elindeki cupcakelerin kokusu falan sarardı evi. Dışarıdan güzel olan her şeyin sesi gelirdi onlarınki kadar olmasın bir uyumla. Gülerlerdi bütün gün ya, tatlışlıktan ölmesinlerdi zaten ölemezdi bunlar. Hoo Ho'yla Oh Hai'nin bile öleceğini söyleyen insanlar vardı ya, dünya nereye gidiyordu? Mümkünse şimdi gittiği yere gitmesindi çünkü bu ikisi sonsuza kadar mutlu yaşayacaklardı, böyle bir yere gitsindi işte. Ama durun şimdi, Elsa aşkına! Hangisinden başlayacaktı? Horsea falan çok minnoştu, kafalarını ısırmaya dayanamayacaktı ki Ho yine imdadına yetişti. Aşık olmakla hata etmediğini biliyordu, güldü. "Temsili ünikor yemek günah değil di mi Ho?" Çocuğun ünikorun kafasını ısırıp onu bayağı rahatlattığı keki elinden kaparken dizleri birbirine sürtülmüştü, ısırığını da Ho'nun aldığı yerden almıştı. YA ÇOK GÜZELDİ BE. Hai de çok heyecanlıydı, içinden Ho'nun kazağındaki Pikachu'yu dinleyip çocuğa sıkı sıkı sarılmak geliyordu da yapamıyordu. Yapacaktın ama Hai, sakin balım.
Back to top Go down
Hoo Ho
hufflepuff iv. sınıf hufflepuff iv. sınıf
Hoo Ho
Gerçek İsim : volk

pokemon aşkına Empty
PostSubject: Re: pokemon aşkına   pokemon aşkına EmptyWed Jun 18, 2014 9:17 pm

Kalp atışları dışarıdan duyuluyor muydu acaba? Hoholar kolay heyecanlanırlardı. Hohoların umutları da çok kolay harekete geçerdi mesela Oh Hai ona güldüğü her an onu öpeceğini, onu sevdiğini söyleyeceğini düşünürdü Hoho ve umutlanırdı ama tabii ki pokemon tanrıları bile buna güç yetiremiyordu. Kızmıyordu onlara Hoho, kimseye kızmazdı gerçi fakat pokemon tanrılarının da her şeyi yapamayacağını biliyordu sonuçta onlar sadece Hoho’ya destek olurlardı ve kötü hissettiğinde gökten marşmelovlar yağdırarak onun iyi hissetmesini sağlarlardı. Gökten marşmelov yağsa ne güzel olurdu... Ama konumuz bu değildi. Karşısında Hai, Hoho sessizce tanrılarına dua ediyor ve kalbinin hızının azalmasını diliyordu. Dileği hemen oldu çünkü pek çoğunuzun inancının aksine Hoho’nun inancı gerçekti ve inanırsanız her şey mümkün olabilirdi. Tabii yüce pokemonların da buna bir el atması gerekirdi ama olsun. Ağzı geldiğinden beri kapanmamıştı sanki – sırıtıyordu ve sırıtmaya devam ediyordu. Zihninde, muhtemelen salonun bir yerlerine gizlenmiş onları uzaktan izleyen Sierra’nın sesi yankılanıyordu. O yüzden gülüyordu ya çünkü gül demişti. Konuşamadığında gül. E, Hoho konuşamıyordu. Başka ne yapsındı? Çocuğun ilk keki mideye indirişini izledi. En son lokmasını da yutmasını bekledi konuşmadan önce. “Nasıl olmuş?” Oturduğu taburede tüm bedeniyle çocuğa dönmüştü. Birbirine kavuşmuş ellerini bacaklarının üstüne koymuştu. Oh Hai da bu sırada çok tatlıydı, hep tatlıydı. Hoholar böyle güzellikler karşısında aşık olmayıp ne yapacaktı...

Hai’dan gelen iltifata da sırıttı. “Mutfakta mı yaptın?” diyordu bu sefer baltazarlı bir keki ısırırken. Ağzı doluyken konuşmamayı öğrenmemiş miydi Oh Hai... Neyse, Hoho ona öğretirdi.  Bir evlenseler Hoho ona neler yapardı aklınız almazdı ama daha çok küçüklerdi. Yine de, hep dediğimiz gibi, aynı yatağı paylaşmışlardı bir keresinde bu yüzden evli sayılmazlar mıydı? Taraflardan birinin bundan haberi yoktu belki ama Hoho’ya göre evli sayılmaları gerekirdi. Birazdan da yanağından öpüp bu evliliği mühürleyecekti! “Hı-hı.” Kafasını onaylarcasına salladı. “Neli yapacağımı bilemedim çünkü sen her şeyi seviyorsun bu yüzden hepsine ayrı bir şey koydum. Çok kolaydı ama zaten mutfak cinleri de bana yardım etti hepsi çok tatlı bir görsen.” Dizleri birbirlerine değiyordu yine. Dizleri... DİZLERİ. Hemen konuşmaya devam etti. “Ama biri var hep somurtuyor onun için çok üzülüyorum. Acaba neden hep mutsuz? Elinde bıçak olmasa konuşurdum ama bıçak vardı ve bıçaklar keskindir. O yüzden...” Cümlesini tamamlayamadı. Derin derin nefes aldı çünkü kalbi yeniden hızlanmıştı. Oh Hai ise her şeyden bihaber, elindeki keki mideye indiriyordu. Açıkçası Hoho onu dinleyip dinlemediğinden emin olamamıştı. Yüzündeki sırıtışının kaybolduğunu fark etti bu yüzden derhal gülümsedi.
Back to top Go down
Oh Hai
hufflepuff iv. sınıf hufflepuff iv. sınıf
Oh Hai
Gerçek İsim : volk

pokemon aşkına Empty
PostSubject: Re: pokemon aşkına   pokemon aşkına EmptyWed Jun 18, 2014 9:18 pm

Hoo Ho bulunmaz bir eş olacağını çoktan kanıtlamıştı Hai'a ama bu keklerin güzelliğine değil bir paragraf, bir şiir kitabı yetmezdi. "Ya o kadar güzel olmuşlar ki, pokemon tanrılarının ağzına layık bunlar Ho!" Bu çocuk bunları nasıl yapıyordu, gözlerinden yaş gelecekti şimdi mutluluktan. Piyango ona vurmuştu resmen ama o böyle düşünmedi çünkü çok ayıp, çıkarcı bir düşünceydi. Oh Haiların beyni öyle işlemezdi, onlar sadece sever ve niyesini düşünmeden gülerlerdi sevdiklerine. Bol bol aşk ve tatlışlık koyuluyordu ama işte o keklerin içine, anlamayacak ne vardı Hai? İlla bağırması mı lazımdı ki bağırmaz, biliyorsun. Her şeyi güzel güzel, sakin sakin anlatırdı şimdi olduğu gibi. Gerçi biraz heyecanlı görünüyordu bugün, niyeydi ki? Düşünmedi, yemeye devam etti ama dinliyordu çünkü insanlar nankör olabilirdi ama o değildi. İnsanların olduğu pek çok şey değildi, bu yüzden güzeldi zaten. "Bir şey yapamaz ki o sana, ben varım. Beraber konuşuruz." Cümlesinin ortasında bir parça daha atmıştı ağzına, o yüzden sesi boğuktu. İnş anlaşılmıştı. Kontrol etmek için çocuğa döndü VE MAVİ EKRAN VERDİ. Öyle güzel gülüyordun ki ünikorları dizsinlerdi yoluna Ho. Kalp atışlarını gelmeden önce attığı gibi atmaya başladı yine ama bu sefer güneşi de görmüyodu ağaçları da ve güzel bir kuş da yoktu etrafında. Ho hepsine bedeldin fark ettiysen, daha etmedin kesin ama keşke ettirebilsem diye geçirdi içinden Hai. İlk defa böyle bir şeyler söylüyordu düşüncede kalsa ve silik olsa da çünkü hep evlilermiş gibi geliyordu ona, biraz daha büyüyüp sözlüklerde takılacağı zaman kişinin büyüdüğü anladığı an başlığında şu anı anlatabilirdi galiba ya da yanılıyordu bayağı. Çünkü ergenlikti yani, he şeyi abartmak için yaşıyor gibi değiller miydi? Bir şey hariç: Hoo Ho. Onu asla abartmazdı, bayağı anlattığı gibi mükemmeldi çocuk. Yine ağlaması geldi ama mutluluktan. Sonuçta onca Ho onundu, sizce de ve bizce de öyle olmalıydı o zaman.

"Sen de yesene bir tane." Gözüne kestirdiği bir keki alıp çocuğun eline tutuşturdu. Söylemeye gerek var mıydı, bu arada elleri de temas etmişti? Ölmeyeceklerini bilmesek epey korkmamızdı gerekirdi çünkü Hai izlememişse de Youtube'daki tuhaf bir adam fazla yük patlatır demişti, oğlan da tahmin etti öyle bir şeyler olduğunu ama neyse ki ölmüyor ve yaşlanmıyordu bunlar. Peter Quidel sizinle gurur duyuyor çocuklar.
Back to top Go down
Hoo Ho
hufflepuff iv. sınıf hufflepuff iv. sınıf
Hoo Ho
Gerçek İsim : volk

pokemon aşkına Empty
PostSubject: Re: pokemon aşkına   pokemon aşkına EmptyWed Jun 18, 2014 9:18 pm

Pokemon tanrılarının en büyük hediyesi değil miydi Oh Hai? Hoho ondan gözlerini alamıyordu. Her hareketini izliyordu adeta. Elleri başka bir keke uzanırken ellerini izliyordu mesela. Sonra onu ağzına götürürken dudaklarını izliyordu. Bazen Oh Hai çok hareketleniyor ve Hoho’nun gözleri nereye bakacağını şaşırıyordu. Zaten hızlı hızlı atan kalbi, Oh Hai’ın onu koruyacağını belirtmesiyle daha da hızlandı. Yanakları kızarmaya başlamıştı bu yüzden gözlerini hemen çocuktan çekti ve aklına başka şeyler getirdi ama gelmiyordu hiçbir şey. Hai’ın gidip bıçaklı somurtkan cini azarladığını hayal etmişti mesela ve çok mutlu olmuştu ama bir yandan da böyle bir şey yaşanmasını istemezdi çünkü o mutfak cinine yazık değil miydi? Hoho’ya göre önce tatlı tatlı konuşabilirlerdi sonuçta annesi ona hep tatlı dil tavşanı deliğinden çıkarır derdi. Hoho tavşanları da çok severdi ve küçükken bir tane tavşan kafası şeklinde beresi olmuştu. En sevdiğin beren ne deseler tavşanlı beresini söylerdi herhalde Hoho. Artık nerede bilmiyordu, şimdi normal bir beresi vardı ve üzerinde tavşanlar yoktu. Bu biraz üzücüydü tabii ama emindi ki bir gün aynı güzellikte bir bere bulacaktı. Hoho’nun mutluluğunun kaynağı Hai ona kek teklif edince yine heyecanlandı, kalbi pır pır etti. Kanatlanıp uçacaktı birazdan, Ho da orada boylayıverecekti pokemon cennetini. Aman pokemonlar korusundu, Ho oralarda Hai’sız ne yapardı? Ona uzatılan keki aldı ve utangaç bir şekilde minicik bir ısırık aldı ucundan. Normal şartlar altında bu keki doya doya yerdi ama şimdi çok heyecanlıydı ve her an bayılacak gibi hissediyordu bu yüzden minik ısırıklarla yiyecekti kekini. Muhtemelen az sonra masaya koyacaktı onu. Hem heyecandan midesi de bulanabilirdi çok yerse. Hah, işte kekini masaya koymuştu. Ho ne planlıyordu?

Tabii ki Sierra’ya söylediği ve kızın gülerek çok beğendiğini dile getirdiği o şeyi. Oh Hai ona bir kek teklif etmişti, fırsat bu fırsattı. Ya şimdi ya hiçti. Hoho haftalardır düşündüğü bu şeyi artık gerçekleştirmeliydi yoksa çok geç olacaktı. Hem ne olabilirdi ki? Olumsuz bir tepki alsa bile Oh Hai’ın onu çok sevdiğini düşünüyordu ve arkadaşlıklarının bitmesine izin vermezdi ona göre. Çünkü Hoho da o da çok üzülürlerdi o zaman. Eğer bitmesine izin verirse de... kendisi bilirdi... Biraz üzüldükten sonra geçerdi hem, değil mi? Bakın, Hoho kaybolan tavşanlı beresi için artık üzülüyor muydu? Acısı geçmişti, bu da kolayca geçerdi. Buna inanarak tüm bedeniyle çocuğa döndü. Bacakları birbirine değiyordu yine. Ama bunu görmezden gelmeye çalıştı çünkü şimdi yapacağı şey çok daha önemliydi. Kendi bacakları da birbirlerine sıkıca yapışmışlardı, elleri de birbirine kavuşmuş onların üzerinde duruyorlardı. Hoho’nun dudakları bir çizgi halindeydi, yanakları al aldı; tereddüt ettiği, heyecanı her halinden belliydi ve Sierra ya da Yuri şimdi burada olsa neler döndüğünü anlarlardı. Oh Hai anlamamıştı işte. Zaten bakışları da Hoho’nun üzerinde değildi şimdi. Hoho derin bir nefes verdi. Sonra hızla başını öne eğdi ve Oh Hai’ın yumuşacık yanağına hafif bir öpücük kondurdu. Hedeflediği yeri şaşırmıştı, dudağının kenarına yaklaşmıştı biraz ama dudağına değmemişti. Zaten çok da yakın değildi. Yoksa biliyorsunuz, dudağına yakın yerden öpmüş olsa evlenmek zorunda kalırlardı.

Geri çekildiğinde yüzü kıpkırmızı olmuştu. Sanki güneşin altında fazla zaman geçirmiş gibiydi. Ama öyle değildi işte, onun yanında bir güneş vardı tabii ve gününü aydınlatıyordu bu güneş ve az önce onu öpmüştü ama... O kadar heyecanlıydı ki neredeyse ağlayacaktı. Kendisini zor tuttu ve kafasını ona çeviren Oh Hai’dan bakışlarını kaçırdı. Ama tepkisini çok merak ediyordu; bu yüzden bakışları bir masaya bir Hai’ya, bir bacaklarına sonra bir daha Hai’ya gidip geliyordu. Hoho daha önce pokemon tanrılarına hiç bu kadar fazla ardı ardına dua göndermemişti. Lütfen, lütfen...
Back to top Go down
Oh Hai
hufflepuff iv. sınıf hufflepuff iv. sınıf
Oh Hai
Gerçek İsim : volk

pokemon aşkına Empty
PostSubject: Re: pokemon aşkına   pokemon aşkına EmptySun Jun 22, 2014 2:54 pm

Oh Hai yanağında hissettiği en az yanağı kadar yumuşak dudaklarla irkilmeden edemedi ve yutmaya çalıştığı kek parçası boğazında kaldı, öksürdü biraz. Neyse ki lokması doğru yolunu bulunca öksürüğü kesildi ancak o da kızarmıştı ve şaşırmıştı. Hem boğulma tehlikesi hem de Hoho’nun öpücüğü bir araya gelince beyaz tenli bir Oh Hai epey kızarırdı, bilmezsiniz. Kafasını yavaşça Hoho’nun tarafına çevirdi. Ne yapmıştı? Bu ne anlama geliyordu? Evlenmişler miydi şimdi? Galiba evlenmişlerdi. Evlendiklerine göre artık aynı evde yaşamaları gerekirdi ama bunun için daha çok küçüklerdi. Gerçi Hoho ev işlerini çok güzel bir şekilde hallederdi. Oh Hai da bir çizgi roman dükkanında çalışabilirdi çünkü çizgi romanları çok güzel bilirdi; hem de yalnızca çizgi romanları değil, mangaları da bilirdi. Hoho’nun ürkmüş suratını görünce hemen bir şey demek zorunda olduğunu anladı ama bir şey diyemezdi çünkü çok güzeldi ve böyle güzelliği anlatabilecek bir kelime yoktu şu İngilizce dilinde. Türkçe dilinde de yoktu Korece’de de yoktu. Ya ne biçim insanlardınız, koskoca adamlar şöyle bir şey için kelime üretememişler miydi yani? Ayıptı. Oh Hai sizi ayıplıyorsa kendinizden utanmalıydınız. Hoho’nun suratında da Oh Hai’ın onu ayıpladığını düşündüğünü gösteren bir ifade vardı ama ya dur, ayıplamıyordu ki! Aksine çok onaylıyordu, en çok bunu onaylıyordu. İksir dersini ekip süpürge dolabında çizgi roman okumaktan bile daha çok onaylıyordu. Pokemon tanrıları bilebilirdi ancak ne kadar onayladığını. Konuşamadı, bu yüzden önce sırıttı. Hoho hâlâ şaşkındı fakat. Dudaklarını dudaklarına değdirdi birkaç saniyeliğine çünkü bu yaştaki bebişler ancak böylesini yapabilirlerdi- daha ötesi büyükler içindi. Böyle kırk beş yaşındakiler için falan ve Oh Hai asla büyümeyeceği için öyle şeyleri düşünmüyordu bile. Geri çekilince Hoho sonunda sırıttı ama yanakları al aldı ve Hai onları sıkmak istiyordu. “Ya ben seni çok seviyorum!!” Dünyanın en mutlu kawaii emoticonunu düşünün, işte Oh Hai’ın suratı öyleydi öne atılıp Hoho’ya sarılırken. “Bu kadar seviyorum,” derken kollarını açmıştı iki yana, ayaktaydı geri çekildiğinde. “Dünyalar kadar.- bak, bu kadar.” Güldü. "Kızardın, hehe." Ancak dikkati kolayca dağılan bir ergen olan Oh Hai hemen başka bir konuya geçmeyi başarmıştı. “Sen şimdiiii... benim kocam mısın?” diye sordu masumca, düşünceli bir surat ifadesiyle.
Back to top Go down
Hoo Ho
hufflepuff iv. sınıf hufflepuff iv. sınıf
Hoo Ho
Gerçek İsim : volk

pokemon aşkına Empty
PostSubject: Re: pokemon aşkına   pokemon aşkına EmptySun Jun 22, 2014 3:07 pm

Hoho pokemon tanrıları tarafından kanatlarla yaratılmış olsa mutluluktan havalara uçmuş olurdu şimdi ama oturduğu yerdeydi hâlâ ve tıpkı rüyalarındaki gibi, Oh Hai’ın kolları onu çevreliyordu. Sierra en başından beri haklıydı! Ayrıca yaşasın, Hufflepuff ortak salonuna da girebileceklerdi bu yüzden çok mutlu olmuştu çünkü bir an Oh Hai ona çok kızacak ve Sierra onları içeri almayacak diye çok korkmuştu. Her ne kadar mutlu olsa da bu mutluluk bu minnoş, minik bedene fazlaydı heyecanı da hesaba katılınca bu yüzden nutku tutulmuştu ve gözleri dolmuştu ve sırıtıyordu inci beyazı dişlerini olabildiğince gösterek. Oh Hai’ın sorusunu duyunca kıkırdadı. “Hayır, onun için önce annelerimizin izin vermesi gerekiyor.” Gözlerinin dolu olduğunu gören diğer oğlan hemen yanına oturdu çocuğun ve kolunu etrafına sardı Hoho’nun. “Ya niye ağlıyorsun ki ama? Yoksa mutlu değil misin?” Hoho gözünü sildi parmağıyla. “Ağlamıyorum- mutluyum ya, ondan,” derken yaşlı gözleriyle Oh Hai’ya dönüp gülümsedi. Çok çok çok çok mutluyum. Bir de çok korkmuştum çünkü Sierra salona el ele tutuşarak girmezsek bizi içeri almayacağını söyledi.” Oh Hai çocuğa sıkı sıkı sarıldı. “Niye ki? İstesen ben senin elini tutardım zaten.” Sonra oğlan öne eğilip tepsiden bir kek aldı ve önce kendisi bir ısırık aldı, ardından Hoho’ya uzattı. “Hadi ye.” Kendisine de kek alınca konuşmaya devam etti Oh Hai. “Ben de kek yapmayı öğrenmeliyim çünkü ben de sana bir şeyler yapmak istiyorum. Ama yapamazsam sana mangalarımı veriririm- yeter mi? Onlar yenmiyor ama çok güzeller.” Hoho başını evet anlamında salladı. “Sadece sen yetersin.” Gözlerimiz dolmuşken bu rp burada sonlanmalıydı, şimdi Hoho, Hai’ın beline kolunu sarmış başını omzuna yaslamışken. Hep Oh Hai’ın onun saçını okşamasını isterdi ve şimdi okşuyordu, daha ne olsundu?


SOOOOOON
Back to top Go down
Sponsored content

pokemon aşkına Empty
PostSubject: Re: pokemon aşkına   pokemon aşkına Empty

Back to top Go down
 

pokemon aşkına

View previous topic View next topic Back to top 
Page 1 of 1

Permissions in this forum:You cannot reply to topics in this forum
 :: Büyük Salon-