Share
 

 yavrum

View previous topic View next topic Go down 
Vladimir Bernat
gringotts gringotts
Vladimir Bernat
Gerçek İsim : pınk

yavrum Empty
PostSubject: yavrum   yavrum EmptyThu May 15, 2014 10:16 pm


yorozuya'nın alt katındaki rehineci aslında

Vladimir’in soyadı Bernat’tı. Ve Yorozuya’nın alt katındaki rehinciyle beraber yaşayan on yaşındaki kızın soyadı da Bernat’tı. Çünkü Estragon isimli kız, Vlad’ın çocuğuydu. Neden rehincide yaşıyor derseniz, rehinci adam Cecil Gershwin (bu arada word her kelimenin altını çizdiği hâlde gershwin’i çizmemişti çünkü o bir gershwin’di bir gershlose değil) Vladimir’in sevdiceği Anna’nın abisiydi. Ve Anna doğum yaparken öldüğünde Vladimir onu Cecil’ın kapısının önüne bırakmıştı bir mektupla beraber. Mektupta kızına iyi bakmasını ve yeni nesil Harry Potter olarak yetiştirmesini öğütlüyordu. Kızından sırf bunun için vazgeçmişti. Onun sonsuz şöhrete sahip olabilmesi için. Sonuçta kızın diğer soyadı Gershwin’di. Biliyordu, çok ünlü olabilirdi. Hayır mı? O zamaaaan BERNAT. Cecil salağı kıza Bernat soyadını vererek her şeyi batırmıştı. Ve on yıldır ondan uzak duran Vlad, bir yıl daha beklemeye sabredemeden kızına ben senin babanım yavrum demeye karar verdi.

İşi lanet kırmak olduğu için ve kıracak lanet bulamadığı için hemen rehineci dükkanına doğru yola çıktı. Bu işi bugün halledecekti. O Vladimir Bernat’tı. Hiçbir şeyden korkmazdı. Dolaptan çıkan kediler hariç.

Rehineci dükkanına kimse rehin bırakmadığı hâlde nasıl ayakta kalıyordu bu iş yeri hiç anlamıyordu Vladimir. Yani kendisi biraz para yolluyordu Estragon’un bakımı için ama küçük bir miktar. Çünkü Vlad para harcamayı seviyordu, çok para gönderirse çok harcayamazdı. Dükkandan içeri girdi. Bir zil içeri birinin girdiğini dükkana haber verdi ama kimse çıkıp kim geldi diye bakmadı. “Hey, kimse yok mu ya?” Olur da kızı çıkıp gelirse iyi görünmek için saçlarını düzeltti. Ama sarışın bir çocuk çıktı. Lan, yoksa oğlu mu olmuştu. “Estragon yok mu?” Çocuğun suratı düştü. “Kimse Willy'yi sormasın. Tabi, Willy kim ki zaten .s” Çocuk trip atmıştı ama yine de içeri gidip kızı çağırdı.

“Sen kimsin ne rehin bırakacaksın çabuk söyle biriyle satranç oynuyorum.”
“Ben… senin… babandım…”

Direkt söylemek en iyisiydi diye düşünmüştü.
Back to top Go down
Estragon Bernat
cadı cadı
Estragon Bernat
Gerçek İsim : pınt

yavrum Empty
PostSubject: Re: yavrum   yavrum EmptyFri May 16, 2014 10:38 am

Estragon bu kez Godot’yu beklemediği, güzel bir gün geçiriyordu. Sabahın altısında kalkmıştı çünkü Cecil ona dün akşamdan sabah Yorozuya’ya gidip kirayı istemesini söylemişti ve Estragon o tembel aptalın önceden geleceğini tahmin ederek bir yerlere cisimlenmesini istemediğinden 06.01’e alarm kurmuştu. Bunun sebebi yazarın 06.00 saatinden nefret etmesiydi ve o saat ona kötü anılarını hatırlatırdı, Estragon da normal bir rp karakteri olarak yaratıcısını düşünüp bir geçeye kurmuştu saati. Kurulu saat çalınca Estragon yatak olarak kullandığı tabuttan kalktı ve avlanmaya gitti. Rüyasında bir sürü ölü Colin gördüğünden güzel bir güne başladığını hissettiğinde hep kendini ormana vurur, ceylan öldürürdü. Bu sırada “ve aslan kuzuya aşık olur…” diye düşünmeyi severdi. Bu yüzden aslanları da öldürürdü. Estragon’un yaşı küçük olduğu için asa kullanmasına izin yoktu ama zaten birkaç zaman önce öldürmek için asaya ya da silaha ihtiyacı olmadığını keşfetmişti Bernat kızı. Estragon’un garip bir çok yeteneği vardı. Dokunmadan bir şeyleri hareket ettirebiliyordu. Ona kötü davrananlara kötü şeyler yapabiliyordu. Ve konuşurken R’lere çok basıyordu. Hatta Cecil ona “Bir şeyler yapabiliyorsun, değil mi Est? Diğer çocukların yapamadığı şeyler.” dediğinde Estragon ona yukarıdaki gibi cevap vermişti.

Güne öldürerek başlamak iyi gelmişti. Dönünce hemen düşmanlarının kanında banyo yaptı ve saçlarını güzelce ördü. İşte şimdi tamamdı. Colin bu sefer de kirayı ödemezse çok şaşıracaktı Bernat kızı. Bu arada yazar belirtmek isterdi ki yıllar sonra bir kız karakterden yazdığı ve Bernat kızı yazabildiği için çok mutluydu. Estragon bu sırada aklından “bana bak mına kydğm yzrı bn eziq colin diylm bnden yzrkn drmadn bişyler blrtirsn ebeni siqrm” diye geçirdi ve yazar hemen Estragon’dan bahsetmeye geri döndü. “Geri dönmüş… Benden bahsetmeye geri dönmüş.” dedi Estragon kendi kendine ve ifadesiz bir yüz ifadesiyle üst kata çıktı. Kapı her zamanki gibi kilitliydi ama bu Estragon kadar değişik özel yeteneklere sahip birisi için hiçbir şeydi. Hemen kapı kilidinin kıçının içine girdi ve kapıyı açtı. Etraftaki dağınıklığa kendini beğenmiş bir şekilde göz attıktan sonra eziğin uyuduğu yere gitti. Huzurlu bir yüz ifadesiyle uyumakta olan Colin’in kulağına eğildi ve “Kira ya da şaka?” diye sordu. Bunun Colin’i uyandırmaya yetmediğini görünce “Sooodaa… boku ga… kira ta!” dedi ve Kira kahkahası attı. Eğer bu da eziği uyandırmaya yetmeseydi “uka rü ka aata hirukağaaata ilimali çigiriii” diyecekti ama buna gerek kalmamıştı. Zıplayarak uyanan Colin o sırada kendisi için şöyle düşünüyordu: dünyanın en şanssız karakteriydi… bir bahtsız… karakterdi. Sonra da “HIIIAAAAAAAAHAHahahahah ay ilaaahi estragon beni neredeyse korkutuyordun, canım benim, kira mı, al bütün kira senin olsun.” dedi. Bunu duyduğuna hayli şaşıran Estragon, Colin’in ona Kira resmi vermeye cesaret edeceğinden şüpheleniyordu ki Colin yerinden kalkıp odadaki çekmecesinden bir miktar para çıkarıp ona verdi. Estragon’un ağzı şoktan koskocaman açılmıştı ve kendisi de son derece sinirlenmişti ve de hayal kırıklığına uğramıştı çünkü onu bugünlük daha fazla sinir edemeyecekti şimdi. “Götünü mü sattın?” diye sordu öfkeli bir şekilde. “Hayır, tabii ki de götümü satmadım. Beni ne sanıyorsun?” diye karşılık verdi Colin. “Imperius laneti kullanarak tamamen tanımadığım birinin götünü sattım.” Estragon bu süt bebesinin yedi cehennemlere gidip dönse bile öyle bir şey yapacağına inanmazdı. Tüm ümitleri yıkılmış vaziyette, başı önde Yorozuya’dan çıkmak üzereydi ki Colin’in onunla yaşamaya başlayan yeni sevgilisi onun üzgün olduğunu görünce onunla birlikte rehineci dükkânına gelip satranç oyununu izledi. O kadar siniri bozulmuştu ki adamı bir sürü puan farkla yenince bile keyfi yerine gelmedi. Adamın ona attığı tehdit mesajına çok sassy bir şekilde cevap verdi. “Yaşlı, yalnız, MAHVOLMUŞ!” Nedense içinden bir ses adamın korsan olduğunu söylüyordu, bu yüzden böyle sassy bir şekilde cevap vermekte karar kılmıştı. Tam başka biriyle yeni bir oyuna başlamıştı ki dükkânın zili çaldı. “Willy abi, kapıya bakar mısın?” deyince Willy abisi kapıya baktı hemen. Willy abisi Colin aptalı gibi değildi. Willy abisi küçük bir kız çocuğuna benzemezdi, taşaklı bir adamdı. Duyduğuna göre birçok kişinin ölümünden sorumluydu. Estragon şimdiye kadar hiç gerçek bir insan öldürmemişti ve ilk öldürmesini Willy abisiyle birlikte yapmak istiyordu. Hatta Estragon ilerde evlense Willy abisi gibi bir koca isterdi.

Willy abi, müşterinin özellikle kendisini çağırdığını söylediğinde yeni maçı oynadığı kişiye “brb adam öldürüyom” yazıp kapıya gitti ve doğaüstü bir yakışıklılığa sahip adamın birini gördü. Ama korkurmadı… Sadece çok etkiledi. Adam babasıymış meğer. “Baba… Babacım…” diyesi hiç gelmemişti Estragon’un. Bu yüzden “Güzelmiş, rehin bırakacak bir şeyin var mı?” diye sordu çünkü yoksa gidip satrancına devam etmesi gerekiyordu.
Back to top Go down
Vladimir Bernat
gringotts gringotts
Vladimir Bernat
Gerçek İsim : pınk

yavrum Empty
PostSubject: Re: yavrum   yavrum EmptyFri May 16, 2014 11:06 am

Yavrusunun böyle duygusuz yetişmiş olması Vlad’ı çok sinirlendirmişti. Döndüğünde Cecil’a iyi bir fırça çekmeyi aklının bir köşesine yazdı ama kesin unutup gidecekti. Vlad aklının bir köşesine yazdığı şeyleri kurşun kalemle falan yazıyor olmalıydı çünkü sürekli unutuyordu. Hatta bir gün bir lanet kırmaya çalışırken yapması gerekeni unutmuş, tavşan gözü kör kuyu büyüsüyle işi halletmeye çalışmıştı ama ne yazık ki başarılı olamamıştı. Oysa bu büyü her zaman için bir kurtarıcıydı. Laneti kıramasa işinden olacaktı ama sonra internete lanet kırma büyüsü yazıp googleda aratmıştı da işinde kalmayı becermişti. Vlad’ın da internet paketi bulunurdu her zaman, hiç tanımadığı ama bir gün kesin bir şekilde tanışacağı Aleksey gibi.

Dikkatini tekrar yavrusuna verdi. Onu buradan kurtarıp baba sevgisiyle şımartmak olmuştu artık hayattaki tek amacı. Baba sevgisi gören bir kız çocuğu kendini prenses gibi hissederdi. Estragon’u buradan çıkaracak, cibinliği olan pembe bir yatakta yatıracak, pamuk şeker ve marşmelovla besleyecekti. Saçlarını kendi elleriyle örecekti. İlk regl olduğunda ona ped alacaktı. Belindeki kemer, saçındaki toka olacaktı. Nefesi olup içine dolacaktı. İsterse yürüdüğü yollar olacaktı ama onu burada, o kalpsiz rehineci Cecil’la bırakmayacaktı. Hayır efendim, Cecil’da tek bir aptal Estragon bile kalmayacaktı.

“Bir şey bırakmayacağım. Seni rehin bırakmıştım, geri almaya geldim.”
Kız yine tepki vermemişti. Vladimir, onun bozuk olabileceğini düşündü. Tepki kutusu bozulmuş olabilirdi. Vlad’ın izlediği bir belgeselde –o her zaman belgesel izlerdi, asla çizgi film izlemezdi- anlatılan kişinin gülme kutusu bozulmuştu ve o da buradan yola çıkarak biricik yavrusunun tepki kutusunun bozulmuş olabileceği sonucuna varmıştı. Buradan çıktıklarında ilk iş hastaneye götürecekti yavrusunu. Kim bilir başka ne sorunları çıkacaktı.

Estragon bir şey demeden içeri geri dönünce Vlad da onu takip etti. Çünkü çok salaktı ve Estragon’un eşyalarını toplamaya gittiğini düşünmüştü ama hayır Estragon bilgisayarının başına oturup satranç oynamaya devam etti. Sarışın çocuk da oradaydı ve Vladimir’in içeri girdiğini görünce omuz kaldırıp hıh demişti. Vlad ona çok sinirlenecekti ki çocuğun elmalı turta yediğini gördü. Vladlar böyledirler elmalı turtasız yaşayamaz ölürler. Bu yüzden hemen onun yanına gidip “Demin seni üzdüğüm için özür dilerim dostum.” dedi. Neyseki çocuk, kızı gibi tepkisiz çıkmamıştı da özrünü kabul etme lütfunu göstermişti. Vlad, elmalı turtasını ortak kullanabilirler mi diye ona soracaktı ama nedense içinde elmalı turtayı rpye başladığımdan beri kullanıyorum. pek paylaşma yanlısı değilim. diyecekmiş gibi hissediyordu. Bu yüzden sormaktan vazgeçti. Tüh, boşu boşuna özür dilemişti adamdan.

Fırsattan istifade kızının odasını, yaşadığı yeri de görmüş olmuştu böylece. Odaya şöyle bir göz gezdirince gördüklerinden o kadar çok korkmamış sadece çok etkilenmişti ki verdiği ilk tepki “Burası… çok iğrenç bir yer.” oldu. Sonra da buralı olup olmadıklarını sormak istedi ama bu sorunun cevabını zaten biliyordu bu yüzden çenesini kapattı çünkü Estragon başını bilgisayardan kaldırıp babişkosuna ölümcül bakışlar atmıştı. İyi de susacak değildi yani. Bu manyak Cecil yavrusunu tabutta uyutuyordu resmen. Cecil’a iyi bir fırça çekmekten çok daha fazlasını yapıp ona iyi bir badminton raketi çekmeye karar verdi. Bunu hak etmişti. Gözlerini yeniden bilgisayara çevirmiş olan Estragon’un bakmamasından faydalanıp odayı incelemeye devam etti. Odada bir ton korkunç eşya vardı. Her yer kuru kafalarla doluydu. Duvarlarda hep aynı çocuğun resimleri asılıydı ve nedense bu çocuğun resimleri dart tahtası olarak kullanılmıştı. Ayrıca üzerine kırmızı boyayla öl de yazılmıştı. Vladimir onun kan olduğuna inanmak istemiyordu. Odayı incelemesi bitince onun, henüz tanışmadığı ama tanıştığında kendi gibi seveceğine emin olduğu Alex’in, içinden şeytan çıkarmaya çalıştığı küçük kız Klara’yla çok iyi anlaşacağına karar verdi. Ve kendisi Alex’le tanışınca ve Alex ona şeytan çıkarma işinden dolayısıyla Klara’dan bahsedince Alex’e Klara’yı rehineciye getirmesini söyleyecekti. Estragon ve henüz kendisinin bile tanışmadığı bu kızın tanışmaları şarttı.
Back to top Go down
Estragon Bernat
cadı cadı
Estragon Bernat
Gerçek İsim : pınt

yavrum Empty
PostSubject: Re: yavrum   yavrum EmptyFri May 16, 2014 11:07 am

Estragon, birden bire karşısına çıkıp babası olduğunu iddia eden bu adamı pek ciddiye almamıştı, hatta onun kötü bir şaka yaptığını düşünüyordu çünkü Estragon babasını her zaman kaannn… kan isteyen bir tipte hayal etmişti ama bu adamda hiç de öyle bir görüntü yoktu. Adam resmen aptala benziyordu. Bu yüzden onu hiç takmayarak odasına geri döndü, yüz vermezse sıkılıp gideceğini düşünerek. Fakat adam da peşinden geliyordu işte. Neyse ki Willy abi de hâlâ içerideydi ki olaylar iyi yönde gelişirse Bernat kızı Willy abisini cinayet işlerken görebilirdi. Bernat kızı, satrançta birilerinin poposunu tekmelemeye devam ederken aptal adam, davetsiz bir misafir olması yetmezmiş gibi etrafı beğenmemişti bir de. Estragon ona Estragon bakışı attı ve sonunda bu konu hakkında bir şeyler söylemesi gerektiğine karar verdi yoksa adam gidecek gibi değildi.

“Yoo. Bir hata olmalı. Sen… babam. Olamazsın. Yani sen… sadece aptalsın. Sadece aptal.” dedi Estragon, yaaaani Esbilmemne. Willy abi bu sırada boş nazarlarla etrafa bakıyordu. Eğer gerçekten bu aptal adam babasıysa bile Estragon’un oradan ayrılmaya hiç niyeti yoktu. Haaayır efendim, tek bir zeki Estragon bile oradan ayrılmayacaktı. Çünkü Estragon bunu kendine bile itiraf etmekten hoşlanmıyordu ama oyuncağı aptal Colin’e işkence etmenin bir tür bağımlısı olmuştu. Düzenli aralıklarla Colin’i korkutmadığında ya da daha çeşitli yollarla ona işkence etmediğinde kendisini boşlukta hissediyor, nihilist olası geliyordu. Aklına gelmişken, hâlâ mal Colin’e kirayı ödediği ve ona onu öldürmesi için bir fırsat vermediği için sinirliydi. Karşısındaki adamdan kurtulunca gidip onunla biraz takılmaya karar verdi. “Kapıyı sana göstereyim mi yoksa geldiğin yolu hatırlayabilecek kadar zeki misin?” diye soru Estragon, tüm kalbiyle.
Back to top Go down
Vladimir Bernat
gringotts gringotts
Vladimir Bernat
Gerçek İsim : pınk

yavrum Empty
PostSubject: Re: yavrum   yavrum EmptyFri May 16, 2014 11:08 am

“Peeekaaalaaaa sadece aptal.” dedi Estragon’un odasındaki aynaya bakarak. Ayna kocamandı ve üzerine tarihteki ünlü seri katillerin fotoğrafları yapıştırılmıştı. Burası gittikçe daha korkutucu bir yer hâline geliyordu. Vlad, korkmamış sadece çok etkilenmiş hâlini korumakta güçlük çekiyordu ve bunu çaktırmak istemediği için de kedi görmüş gibi çığlık attı. Gözler üzerine çevrildiğinde kendini savunmak için “That was scary.” dedi ama kimse öyle düşünmüyor gibiydi çünkü Vlad durup dururken çığlık atmıştı. Tabii ikisi de içinde kopan fırtınaları bilmediği için onlara anlamsız gelmişti. Vlad bunu normal karşıladı. Sonra canı Patronus yapmak istedi. “Expecto Patronum!” Ama asasından sadece güçsüz gümüş ışınlar çıktı. Ama yılmadı Bernat oğlu. “Expecto PATRONAAAAAAAM!” Bu kez biraz daha güçlüydü gümüş ışık demetleri. “Expecto… Expecto…” Vlad bayıldığı için kızının onu kovduğunu da duyamamıştı.

Kendine geldiğinde başında kimse dikilmiyordu. Kızı hâlâ bilgisayar başındaydı ama bu sefer Testere izliyordu. Yanındaki sarışın çocuk gitmişti. Bayıldığı yerden kalkıp sarışın çocuğun boşalttığı yere oturdu. Tam konuşmaya başlayacaktı ki içerden tanıdık bir ses duydu. Estragon da ona dayı diye seslenince Cecil’ın döndüğünü anladı. Bu iyi olmamıştı. Cecil’ın Estragon’dan kolaylıkla vazgeçebileceğini sanmıyordu. Ama onunla yüzleşmeliydi. Cecil’ın ayak sesleri yaklaşırken kızının eline geçenlerde Ölüm’den aldığı yüzüğü tutuşturdu. “Bunu al, bu Ölüm’ün bizzat kendi yüzüğü. Değerini bil.” Sonra içeri giren Cecil’a “Hi.” dedi.
Back to top Go down
Sponsored content

yavrum Empty
PostSubject: Re: yavrum   yavrum Empty

Back to top Go down
 

yavrum

View previous topic View next topic Back to top 
Page 1 of 1

 Similar topics

-
» yavrum ii.

Permissions in this forum:You cannot reply to topics in this forum
 :: Yorozuya Colin-chan-